Haber

Süresiz nafaka tartışması: Adaletsizlik mi gereklilik mi?

Son olarak geçen yıl altıncı yargı paketine dahil edileceği söylenen ancak pakette yer almayan yoksulluk nafakasında değişiklik öngören düzenleme, Aile Bakanı’nın açıklamasıyla yeniden gündeme geldi. ve Sosyal Hizmetler Mahinur Özdemir Göktaş önceki gün. “Süresiz nafaka” olarak da adlandırılan nafakanın adil olmadığını savunan Bakan Özdemir Göktaş, “Bazıları 1990’larda evlendi. Süresiz nafaka başvurusu kabul edilemez.”

Ancak süresiz nafakanın kaldırılmasının mağduriyet yaratacağına dikkat çeken kadın hakları savunucularından Bakan Özdemir Göktaş’a itirazlar var. Bu nafakanın kaldırılmasına karşı çıkan kadın hakları savunucuları, kadınların eğitim ve istihdam sorunlarına dikkat çekiyor.

Bakan, boşanmış ve ödeme yapan eşlerden oluşan Daimi Nafaka Mağdurları Platformu’ndan destek ve çağrı aldı.

Nafaka neden verilir?

Boşanmış eşler ve şiddete maruz kalan eşler için nafaka, kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan Türk Medeni Kanunu (TMK) ve 6284 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. TMK’nın 175. maddesine göre “boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru ağır olmamak kaydıyla geçimini sağlamak için mali gücü oranında nafaka isteyebilir”. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 18. maddesine göre şiddet mağdurlarına korunma amaçlı nafaka ödenmektedir.


Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler BakanıFotoğraf: Familienministerium

“Örneğin 19 yaşında kadınla 19 yaşında erkek evlendi. Kadın eğitime gönderilmedi, erkek gönderildi. Eğitimsiz kadın evlendi ve gebeliği önleyici sistem gelmediği için iki çocuğu oldu. Türkiye’de çalışıyor diyelim 35 yaşına geldi boşandı Kadının geliri yok mesleği yok Çocuklarını gönderebileceği kreş bile yok Mahkeme ‘Eşine sen bakmak zorundasın’ dedi. bu süreçte bana haksız bir nokta gösteriyorlar.

DW Türkçe’nin nafaka tartışmasına ilişkin sorularını yanıtlayan Güllü, şöyle devam ediyor: “Devlet kadının sistemdeki varlığını kontrol altına alsaydı kadının bir mesleği olurdu. İşi olurdu. Nafaka konuşulmasının nedeni bu. .” Türkiye şartlarında 35 yaşında boşanmış bir kadının iş bulmasının çok zor olduğunu anlatan Güllü, kadınların yoksullukla mücadele etmesi için bu sistemin gerekli olduğunu belirtiyor.

Nafaka mağduru olduğunu iddia edenlerin gerekçelerinden biri de “boşanan kadına sosyal devletin yardım etmesi” gerektiğidir. Ancak Canan Güllü buna itiraz ediyor ve “Devlet geçinemeyen herkese sosyal yardım mı verecek? Boşanmaların ana ilişkisi şiddet. Sen karını dövdün diye vergimle neden nafaka ödeyeyim? Böyle bir adaletsizlik olmaz, mantık olmaz.”

“Mahkeme kararına rağmen nafaka ödenmiyor”

Nafaka Mağdurlarına Daimi Destek Platformu, nafaka uygulamasının kadınların “sebepsiz zenginleşmesine” yol açtığını savunuyor.

Önce Çocuklar ve Kadın Derneği’nden Avukat Hediye Gökçe Baykal, ödenen nafaka tutarı dikkate alındığında zenginleşme durumunun olmadığını söylüyor. Baykal, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, kadınların evlilikleri nedeniyle eğitim ve iş hayatından koptuklarını, boşanma sonucunda birçoğunun çalışma hayatına dönüp gelir elde etmesinin zor veya imkansız olduğunu belirtiyor. Bu gerçeklik nedeniyle bu tür bir nafakanın öngörüldüğünü vurgulayan Baykal, “Uygulamaya baktığımızda çoğu kadının kendi lehlerine hükmedilen nafakayı bile tahsil edemediğini görüyoruz. Kanıtlanmaya çalışılan algının aksine” diyor Baykal. Nafaka, uygulamada asla bir zenginlik aracı değildir ve kadının en temel ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmeyecek miktardadır.”

Avukat Baykal’ın verdiği bilgiye göre, hükmedilen nafaka miktarı genellikle asgari ücretin 1 ile 2 katı arasında değişiyor. AKP Ankara Milletvekili Fuat Oktay da Cumhurbaşkanı Yardımcılığı döneminde Ocak 2022’de yapılan bir toplantıda nafaka ödemelerinin yüzde 66’sının ödenmediğini kaydetti.

“Nafaka değil erken evlilik konuşulmalı”

Kadın hakları savunucusu Güllü’ye göre Türkiye’deki nafaka tartışmalarının özü de kadına yönelik sorunlu bakış açısının bir yansıması. Devletin erken evliliklerle ilgilenmediğini anlatan Canan Güllü, “Bu da ileride boşanmaların artmasına ve kadınların istihdamdan uzak kalmasına neden oluyor” diyor. “Sayın Bakan nafakadan önce erken evlilikten bahsetmeli” sözlerini kullanan Güllü, devletin kadınlara yönelik istihdam alanları konusunda çalışması gerektiğini söylüyor.

Türkiye’de imamlara resmi nikah yapma yetkisinin verilmesinin ardından resmi nikahtan çok dini nikahın yapılmaya başlandığını belirten Güllü, “Çocuklar 10 yaşından itibaren evlendirilmeye başlandı. Yüzbinlerce çocuk evlendiriliyor. . sözlerine devam ediyor.

Nafaka hangi durumlarda kesilebilir?

Bakan Özdemir Göktaş’ın açıklamalarından memnun olan Kalıcı Nafaka Mağdurları Platformu kurucusu İlhan Ergincan, “Bakanımızın görüşleri bizim için önemli. Bu düşünceler yapılacak mevzuatla anlam kazanacak. … Bu yasanın yürürlüğe gireceğine inanmak istiyoruz.” Platformdan yapılan açıklamada, “Mahkemede kararlar erkekler aleyhine veriliyor. Nafaka eşit kusurda olsa erkeklere veriliyor. Nafakanın süresiz olmasına karşıyız” denildi.

Nafakanın kanunda ve Yargıtay içtihatlarında süresiz olduğunu ancak buna aykırı durumlarda mahkemelerin de karar verebileceğini belirten Baykal, kadının yeniden evlenmesi, fiilen birlikteymiş gibi başka bir kişiyle birlikte yaşaması hallerinde nafakanın ortadan kalktığına dikkat çekti. evlenmeden evlenir, yoksulluktan kaybolur, iş bulur veya bir yerden maddi gelir elde eder. . Canan Güllü, nafaka alan kişinin iş bulması ve beğenmemesi ya da kasten çalışmadığının sabit olması durumunda da nafakanın kesildiği durumlar olduğunu da söyledi.


Canan Güllü, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) BaşkanıFotoğraf: DW/H. Köylü

“Ünlü” ile “sanatçı” boşanmasının kamuoyunda yanlış algılara yol açtığını söyleyen Canan Güllü, “Milyonlarca lira nafaka var. Bunlar yüzde 5 bile değil. Hayatın gerçekleri farklıdır.”

Nafaka aileyi öldürüyor tartışması

Tartışmalı bir konu, nafakanın aileyi mahvettiği iddiasıdır. Nafaka ödeyenlerin oluşturduğu platform da bu iddiayı yüksek sesle dile getiriyor ve hükümeti davet ederken “Aile yok oluyor. Nafaka adaletsizliğine son verilmeli ve aile güçlenmeli” deniyor.

TKDF Lideri Güllü, bu ilişkinin daha çok “dindar ve İslamcı kesimler” tarafından konuşulduğuna dikkat çekiyor. Bu kesimde ‘aileyi dağıtma, boşanmaları önle’ telaffuzunun kullanıldığına işaret eden Güllü, ‘Ailenin kutsal yapısı vurgulanıyor aslında. ve kadınlar ailede yalnızca cinsel üreme için var olurlar.”

Burada meselenin aslında cinsellik olduğunun altını çizen Güllü, “Kadın, ‘ailede erkeği memnun etmesi gereken’ kişi olarak görülüyor. Bunun tersi olunca ‘başına buyruk oldu bu kadın’. Değeri olduğundan bahsediyor. Bu noktada:

“Bu bakımdan nafaka gereklidir, kanuni haklarını bilmektir. Dolayısıyla biten aile değil, erkeğin hakimiyetidir. Buradaki sakınca, kadının kanundaki bu haklarını bilerek güvenli bir şekilde ayrılmasıdır. Nafaka kaldırıldığında aile değil erkek egemenliği korunacaktır.”

Altıncı yargı paketinde yer almayan düzenleme

Yoksulluk nafakasında değişiklik öngören düzenlemenin geçen yıl kabul edilen altıncı yargı paketinde yer alacağı ileri sürülmüştü. Ancak kamuoyu ve AKP içindeki tartışmaların ardından nafaka düzenlemesi pakete dahil edilmedi.

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanmanın kesinleşmesinin ardından öngörülen yoksulluk nafakası dışında üç tür nafaka daha vardır. “Geçici nafaka”, boşanma davası sonuçlanıncaya kadar ödenen nafakadır. “Sevkiyat Nafakası”, velayet hakkı kendisine bırakılan eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri için diğer eş tarafından ödenen nafakadır. “Yardım nafakası”, yakın akrabalarından yardım ve talep edilmediği takdirde fakirleşecek olan kişiye ödenen nafaka türüdür.

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu