Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İstanbul’da bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunulduğu iddiasıyla açılan davada mağdurun yanında olduklarını belirterek, “Halkın hakkını savunmak adına davanın tarafıyız. mağdur, davadaki maddi durumu ortaya çıkarmak, delil toplamak ve yargılamayı adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütmektir.” dedi.
Bakan Yanık, TRT Haber’in canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Bir kız çocuğunun cinsel istismarıyla ilgili İstanbul’daki davaya değinen Bakan Yanık, ceza davasının Aralık 2022’de açıldığını hatırlattı.
Mağdurun 30 Kasım 2020’de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğuna dikkati çeken Yanık, “Cumhuriyet savcılığı ihbarı aldıktan sonra mağdurun veya müştekinin o anki ifadesi ile savcılığın verdiği bilgiye göre” dedi. suçun mahiyetini, daha doğrusu iddianın mahiyetini, ‘Kalacak yerin var mı, nerede kalacaksın’ diye sordular çünkü çok ağır bir şeyden bahsediyorsunuz.’ Hayır diyor sonra savcılık doğal olarak mağduru Şiddet Önleme ve İzleme Merkezimize (ŞÖNİM) yönlendiriyor ve mağduru 4 Aralık 2020’de ilk kabul birimimize götürdükten sonra Aralık ayında kurumumuza teslim ediyoruz. ihtiyaçlarına göre bir kurum yapılandırarak.” dedi.
Bakan Yanık, mağdurun mahremiyetini sağlayarak hem kendisinin hem de çocuğunun barınma ve güvenlik ihtiyacını karşıladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Halk bir haberle bu olaydan haberdar oldu ama devlet kurum ve kuruluşları bu haberle birlikte öğrenmedi. Yani dava açıldı. Mağdurun iddia edilen suçunun kuvvetli şüphe ile ortaya çıkmasının ardından ceza davası açıldı. sonra bu ceza davası gazeteye yansıdı.ilgili arkadaşlara teşekkür ederim.kamuoyunu bilinçlendirme açısından değerli bir haber yaptılar ama “bir haber vardı ve sonra devletin diğer mekanizmaları harekete geçti, Mağduru korumaya başladık, dava açıldı” diye bir şey yoktu. Sonra bu habere dönüştü. Zaten işleyen bir süreç olduğundan kamuoyunun haberi oldu.”
Bakanlık olarak son iki yıldır yapmaları gereken her şeyi yaptıklarını vurgulayan Yanık, olayın ve iddiaların ciddiyeti karşısında mağdurun can güvenliği ve gizliliği dahil tüm işlemleri yerine getirdiklerini ifade etti. .
Yakıcı, bakanlık olarak soruşturma aşamasında bir dava dosyasına müdahil olmanın hukuken mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bilgi alınca takip ederiz, dışarıdan takip ederiz, mağdura destek noktasında katkı sağlarız vs ama bu anlamda herhangi bir tebligat ve talep olmazsa biz de varız deme şansımız yok. Dava açılana kadar bu soruşturmaya hukuken müdahil olduk. Hakkımız var. Nitekim 2 Aralık 2022’de olay bakanlık olarak bize bildirildi ve bir gün biz de davaya müdahil olduk.”
“Bakanlık olarak artık bu davanın tarafıyız”
“Yapıcı eleştiri ve analizden konuşalım. Bunu siyasi bir araca çevirirsek başta mağdur olmak üzere kamuoyuna haksızlık olur.” Yanık, açıklamasının gerekçesine de değinerek, “Kronolojik sıralama çok net. Sorunun konuşulması gereken taraflarını bir kenara bırakıp birbirimize siyasi salvo yaparsak bu mağdurun mağdur olmasına neden olur. ikinci kez, ki bu gerçekten şu anda bana göre. Bunu özellikle kamuoyunda bilmek gerçekten değerli. Bunu buluyorum.” söz konusu.
Bakan Yanık, taciz davasına ilişkin değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bakanlık olarak artık bu davanın tarafıyız. Bunun çok iyi bilinmesini ve kamuoyunun da bilmesini özellikle önemsiyorum. Mağdurun hakkını savunmak, maddi olayı ortaya çıkarmak için bu davanın tarafıyız. davada mağdurun yanı sıra delil toplamak, yargılamayı adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütmek.Bu nedenle ‘adli destek sağlayacağız’ cümlemiz aynı zamanda esasen kanunla tanımlanmış bir misyondur. . Bunu da yapıyoruz.”
Duruşma tarihinin ertelenmesi
Duruşmanın Mayıs’tan Ocak’a kaydırıldığını aktaran Yanık, davanın ilk açıldığı dönemde sanıkların tutuksuz yargılandığını hatırlatarak, davaya müdahil olduktan sonra sanıkların tutuklanmasını ve yargılanmalarını talep ettiklerini bildirdi. tarihinin öne sürüleceğini ve her iki talebin de mahkeme tarafından kabul edildiğini bildirdi.
Dava kapsamında tutuklanan baba Yusuf Ziya G. ve Kadir İ.’nin sözlerinin sorulması üzerine Yanık, “Her iki sanığın da ifadeleri hakkında söyleyeceğim her cümle aslında bir yorum olacak. Maalesef” dedi. , Türk Ceza yargılamasında bu anlamda birçok itiraz var. Sanıklar dış müdahaleden ne anlıyor bilmiyorum ama biz bakanlık olarak tarafız ve bu nedenle taleplerimizi tabi ki mahkemeye sunacağız.”
Muhalefetin taciz davasına ilişkin tutumunun samimi olup olmadığı sorusuna Yanık, şu değerlendirmede bulundu:
“Ben samimi bulmuyorum. Böyle bir cümleyi söylemekten çok mutlu değilim ama samimi de bulmuyorum. CHP’de yıllardır kadın, çocuk ve şiddet sorunlarıyla uğraşan arkadaşlarımız var. bu süreçleri, kurum ve kuruluşların görev alanlarını ve ayrımlarını çok iyi bilen arkadaşlardır.Yaklaşık 20 ay oldu.25 yıldır avukatım ama 25 yıldır avukat olarak çalışıyorum. Ben bu mücadelenin ve sürecin ne kadar şiddetli olduğunu, hangi aşamalardan geçtiğini çok iyi bilenlerdenim.Çünkü bu arkadaşlar da en başından beri süreçlerin ne olduğunu, nasıl olduğumuzu biliyorlar. İyi ki üzerine yürüdüğümüz siyasi iktidarı suçlayacak ve zorlayacak değerli bir başlık bulduk ama açıkçası kimseden özür dilemeden çıktılar çıktılar ama biz ‘Bakanlık olarak biz deyince. İki yıldır mağduru koruyoruz, mağduru koruyoruz. m, psikososyal, sağlık desteği ve kişisel gelişim sağlanması’. ‘Öyleyse neden iki yıl boyunca şunu ve bunu yapıyorsun? Bizimle hiçbir ilgisi olmayan, bizim görev ve yetki alanımıza girmeyen soruşturmalar başlattılar. Ben samimi bulmuyorum çünkü kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı sorununu konuştuğumuzda bu anlamda ortaya çıkan tüm sorunları içtenlikle konuşmamız gerekiyor. Bir yerden bahsederken diğerinden bahsetmezseniz kimse samimiyetinize inanmaz.”
Bakanlığın erken yaşta ve zorla evlilikleri engellemeye yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren Yanık, “AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kız çocuklarının eğitime erişimi, sağlık hizmetlerinin sağlanması ve sağlık hizmetlerinin sağlanması konularında çok sistemli ve çok kararlı bir çalışma kesintisiz sürdürülmektedir. erken yaşta zorla evlendirilme ile mücadele ediyoruz.Özellikle 2017 yılından itibaren başlattığımız süreçte erken ve zorla evliliklerin yüksek olduğu illerimiz başta olmak üzere acil eylem planlarını devreye aldık.” ifadeleri kullandı.
“Zorla erken yaşta evlendirilenlerin sayısı yüzde 71 azaldı”
2022 yılında 4 ili daha bu kapsamda değerlendirdiklerini kaydeden Yanık, şu bilgileri verdi:
“Zorla erken yaşta evlendirmelerin yüksek olduğu 23 ilde acil eylem planlarımızı yürütüyoruz. Uyguladığımız bu politikalar sayesinde erken yaşta zorla evlendirilenlerin sayısı yüzde 71 azaldı. Erken yaş derken ne demek istediğimi anlatayım: 16- 17 yaş Medeni Kanunumuza göre evlenme yaşı bellidir 18 yaş 18 yaşını dolduran her erkek veya kadın evlenme ehliyetine sahiptir ve evlenmeye karar verebilir. evlenme yaşı, anne ve babanın isteği üzerine, 16, inanılmaz hallerde ise hakim kararı ile evlenme yaşıdır.”
2002’de erken evlilik oranının yüzde 7,3 olduğunu hatırlatan Yanık, 2022’de bu oranın 2,34’e düştüğünü bildirdi.
15-14-13 yaşında evliliği kabul etmediklerinin altını çizen Yanık, 15 yaş altı evliliğin çocuğun cinsel istismarı olduğuna dikkat çekti.
Erken yaşta zorla evlendirilmelerin önüne geçmek için çaba sarf etmelerinin nedenini açıklayan Yanık, “Kadınların daha sonra içine düşecekleri şiddet döngüsünü kırmak. Sağlıklı aile kurmalarının önünü açmak. Aslında ikisi de prestijli. Diyanet İşleri Başkanlığımız geçen Cuma ve bugün Cumhurbaşkanımız evlilikte vasiyet ve yaş özelliklerinin ne anlama geldiğinden bahsetmişti.Yani kişi yaş itibariyle evlilik cüzdanını tamamlamalı ama aynı zamanda evlilik cüzdanını da sağlamalıdır. duygusal bütünlüğü.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın erken evlilikle ilgili cuma hutbesine değinen Yanık, “Maalesef bu erken yaşta yapılan evliliklerin tamamı olmasa da bir kısmı dini hükümlere dayanıyor. Yaşlı olmanın ne demek olduğunu çok net bir şekilde anlattı. ve çağın sonundaki prestij ile nasıl yorumlanması gerektiğini.” söz konusu.
